26 Mayıs 2008 Pazartesi

Depresif kiskançin Anadolu seyahati


Kendimi bildim bileli Avrupa yakasinda yaşarim. Anadolu tarafinda yaşayan insanlari da hiç sevmem. O kadar yolu her allahin günü teptiklerine göre onlar da kendilerini pek sevmiyordur herhalde.
Anadolu'lu arkadaşlarimin evlerine hic gitmediğim gibi, onlar bu tarafa geçerken 'tarhana getirin, erişteyi unutmayin' gibi taleplerimin de mutlaka altini çizerim.
Bu tavrim geçtiğimiz Pazar gününe kadar istikrarli bir şekilde devam ediyordu. Ve fakat Pazar günü yaptiğimiz Caddebostan gezisi beni benden aldi.
Meğersem İstanbul'da bir California varmiş da haberim yokmuş. Rollerblade yapan şişko kizlar mi istersin? Jogging yapan yaşli amcalar mi? Yok yok!
Biz Teşvikiye'de ayni anda iki kişi sokakta yürüyemiyoruz. Adamlar alani boş bulmuş at koşturuyor.
Haa bir de çimler! Ben, çim aşkimi fakirhanemdeki çim adamlarla gidermeye çalişirken, Anadolu ahalisi çimlerde sereserpe güneşleniyor. Bir de surat ifadelerini görüceksiniz, 'Biz hep böyle yaşiyoruz. Aman iyiki evimiz bu tarafta' filan falan. Küstah köylüler nolcak! Sanarsin Eiffel'in önünde piknik yapiyor.
Çok sinirlendim. Bazen Banu Alkan'in dediği gibi 'depresif kiskanç' miyim diye düşünmekten kendimi alamiyorum. Sizce?

1 yorum:

Zeynep dedi ki...

dişlek bir mankenimizin dediği gibi ruhayılity'm bozuluyor.