18 Kasım 2009 Çarşamba

Stefan Sagmeister'den geliyor "The power of time off"

www.ted.com/talks/lang/eng/stefan_sagmeister_the_power_of_time_off.html

17 Kasım 2009 Salı

Bitir beni,
yoksa arkandan ağlarım.
Tutmuşum zaten kendimi
ilkinde,
ikindide
ve
burada adını saymayı unuttuğum ama emeği geçen herkeste…
Bu sefer tutmam,
ağlarım.

Bitir beni,
öyle git
-me dur?
Yok canım.

Şu üstümde kalan tenini
sıyır önce.
Şu ağzımda kalan nefesini
tut sonra.
Şu burnumdaki kokunu
çek, hah şimdi!
Git,
-ve dur ne olursun!
Yazarın teki demişki: insan 3 kişidir. Bir, olduğu kişi. Bir, olduğunu sandığı kişi.
Ve son olarak dışarıdan göründüğü kişi. Benim aklıma yattı bu açıklama.
İnsanoğlunun ilişmeden iletişime geçememesi biraz daha anlam kazandı sanki.
Şimdi örneklerle pekiştiriyorum:
Benim olduğumu sandığım ama olmadığım bir kişi var. Senin dışarıdan göründüğün ama o olmadığın bir kişi var ve bu kişi aynı zamanda kendini başka biri sanıyor.
Bu çok bilinmezli denklemin içinden kim çıkar sorarım size? Diyolog olduğunu sandığımız şey aslında bir monolog mudur? (alt okumaya geçtim)
Kelimeler birbirine kavuşur mu yoksa bir jonglörün top çevirmesi gibi kendi küçük ekseninde uçuşur mu?
Ben buaralar buralardayım. Ya da buralarda olduğumu sanıyorum ama dışarıdan başka bir yerde gibi gözüküyorum. Mesela televizyonun başında. Yaprak Dökümü'nün karşında. Ellerimde mandalina. (bunu kafiye olsun diye ekledim)
özet yayın:
twitter.com/billurtuz

13 Kasım 2009 Cuma

Murat Menteş'in yeni romanı çıkmış: "Korkma ben varım"
Duyduğum en güzel roman isimlerinden biri.
Ben sevdim bu lafı:
LOVE IS OLD, LOVE IS NEW.
Bunca zamandır yazmıyorum.
Vardır bir sebebi.
Belki çok içtim bir yerde sızıp kaldım.
Belki saatimi duymadım, uyanamadım.
Ama işte tekrar buradayım.
Bu sefer yanımda Marc Johns var.
Bak burada:
http://www.marcjohns.com/

tatlı biri di mi?