3 Eylül 2008 Çarşamba

Bir dublor attan trene atlarken dustu.
Bir kiz cocugu agactan portakal toplarken dustu.
Ikisi ayni zamanda, bir hastanenin odasina dustu.
Dublor felc kaldi. Zaten sevgilisi de onu aldatmisti.
Kiz cocugunun kolu sargiya alindi. Zaten kotu adamlar babasini ondan almisti.
Muhabbetleri boyle basladi.
Dublor kizin agzina bir dirhem masal caldi.
Kiz masalin devamini dinleyebilmek icin dublore morfin caldi.
Dublor olumun pesine dustu.
Kucuk kiz masalin pesine...
Dublorun hayatinda mutlu son yoktu.
Kizin kafasinda ise her sey guzel olacakti.
Dublor masali bitirmek icin herkesi oldurdukce...
Kiz yasatmak icin cirpindi durdu.
Sonunda ise ne olduysa oldu...

Ayaklarini hissedemeyen bir adamin anlattigi, ayaklari yere basmayan bir kiz cocugunun dinledigi harikulade bir masal, The Fall. Mutlaka izlemeli.

3 yorum:

Zeynep dedi ki...

ah, izledin mi cücü?
muhteşemdi değil mi?
benim hayatımda gördüğüm en güzel şeydi galiba.

abine de versene, o da güzel film neymiş görsün.

charlotte sometimes dedi ki...

enfesti cımbız. iki gündür etkisinden kurtulamadım.

Elif dedi ki...

ımm merak ettim bende
izlemeli bir an önce
saygılar